2 Mayıs 2012 Çarşamba

YALAN






İspanya'nın güneyinde Estepona isimli küçük bir kasaba da büyüdüm. 16 yaşındayken bir sabah babam benden kendisini araba ile 30 kilometre uzaktaki bir köye götürmemi istedi. Ancak onu Mijas'a götürdükten sonra arabayı bakım için yakındaki bir tamirhaneye bırakmam gerekiyordu.Araba kullanmayı daha yeni öğrenmiştim ve araba kullanmak için pek de fırsatım olmamıştı.Onun için bu teklifi hemen kabul ettim. Babamı Mijas'a götürdüm ve öğleden sonra saat dörtte onu almaya söz verdim. Sonra arabayı tamirhaneye bıraktım. Bir kaç saat vaktim vardı. Ben de tamirhanenin yakınında bir sinemada film izlemeye karar verdim. Fakat sinemada çok vakit geçirdiğimin farkında değildim. Saat altı olmuştu. Dolayısıyla iki saat geç kalmışım.

Babam,sinemaya gittiğimi öğrenirse bana kızabilirdi. Bir daha arabayı kullanmama izin vermezdi. Ona tamirhane de arabanın işinin uzun sürdüğünü söylemeye karar verdim. Buluşacağımız yere vardığımda babamın köşede oturmakta olduğunu gördüm. Geç kaldığım için özür diledikten sonra ona arabanın işinin uzadığını söyledim. Bunun üzerine babamın bana nasıl baktığını asla unutamam.

Babam:

"Bana yalan söylediğin için çok üzüldüm Jason" dedi.

"Ne demek istiyorsun baba? Gerçeği söylüyorum" dedim.

Babam bana tekrar baktı.

"Sen geç kalınca tamirhaneyi aradım ve bir problem olup olmadığını sordum. Bana senin henüz arabayı almaya gelmediğini söylediler. Yani araba ile ilgili bir problem olmadığını biliyorum."

Birden ne kadar büyük bir suç işlediğimi anladım ve babama gerçeği itiraf ettim. Babam beni üzgün bir şekilde dinledi.

"Kızgınım;ama sana değil, kendime. Eğer sen bunca yıldan sonra bana yalan söyleyebiliyorsan demek ki ben iyi bir baba olamamışım.Kendi babasına bile yalan söyleyebilen bir çocuk yetiştirmişim. Eve yürüyerek dönecek ve bu arada neyi yanlış yaptığımı düşüneceğim."

"Ama baba,eve 30 kilometre yol var ve hava karardı.O kadar yolu yürüyemezsin." dedim.

Babam ne özür dilemelerime, ne itirazlarıma , ne de diğer söyledilerime kulak astı.

Onu hayal kırıklığına uğratmıştım ve hayatımın en acı dersleriden birini almak üzereydim. Babam tozlu yollarda yürümeye başladı. Ben de arkasından araba ile onu izliyordum. Ondan özür diliyor ve arabaya binmesini rica ediyordum. Maalesef beni duymazdan geliyor ve üzgün bir şekilde yürümeye devam ediyordu. 30 kilometre boyunca 10 kilometre süratle onu takip ettim. Babamın hem bedensel hem de duygusal olarak bu kadar sıkıntı çekmesine şahit olmak hayatımın en üzücü ve acı veren dersi olmuştur. Aldığım bu dersten sonra asla yalan söylemedim...

Hiç yorum yok:

2 Mayıs 2012 Çarşamba

YALAN






İspanya'nın güneyinde Estepona isimli küçük bir kasaba da büyüdüm. 16 yaşındayken bir sabah babam benden kendisini araba ile 30 kilometre uzaktaki bir köye götürmemi istedi. Ancak onu Mijas'a götürdükten sonra arabayı bakım için yakındaki bir tamirhaneye bırakmam gerekiyordu.Araba kullanmayı daha yeni öğrenmiştim ve araba kullanmak için pek de fırsatım olmamıştı.Onun için bu teklifi hemen kabul ettim. Babamı Mijas'a götürdüm ve öğleden sonra saat dörtte onu almaya söz verdim. Sonra arabayı tamirhaneye bıraktım. Bir kaç saat vaktim vardı. Ben de tamirhanenin yakınında bir sinemada film izlemeye karar verdim. Fakat sinemada çok vakit geçirdiğimin farkında değildim. Saat altı olmuştu. Dolayısıyla iki saat geç kalmışım.

Babam,sinemaya gittiğimi öğrenirse bana kızabilirdi. Bir daha arabayı kullanmama izin vermezdi. Ona tamirhane de arabanın işinin uzun sürdüğünü söylemeye karar verdim. Buluşacağımız yere vardığımda babamın köşede oturmakta olduğunu gördüm. Geç kaldığım için özür diledikten sonra ona arabanın işinin uzadığını söyledim. Bunun üzerine babamın bana nasıl baktığını asla unutamam.

Babam:

"Bana yalan söylediğin için çok üzüldüm Jason" dedi.

"Ne demek istiyorsun baba? Gerçeği söylüyorum" dedim.

Babam bana tekrar baktı.

"Sen geç kalınca tamirhaneyi aradım ve bir problem olup olmadığını sordum. Bana senin henüz arabayı almaya gelmediğini söylediler. Yani araba ile ilgili bir problem olmadığını biliyorum."

Birden ne kadar büyük bir suç işlediğimi anladım ve babama gerçeği itiraf ettim. Babam beni üzgün bir şekilde dinledi.

"Kızgınım;ama sana değil, kendime. Eğer sen bunca yıldan sonra bana yalan söyleyebiliyorsan demek ki ben iyi bir baba olamamışım.Kendi babasına bile yalan söyleyebilen bir çocuk yetiştirmişim. Eve yürüyerek dönecek ve bu arada neyi yanlış yaptığımı düşüneceğim."

"Ama baba,eve 30 kilometre yol var ve hava karardı.O kadar yolu yürüyemezsin." dedim.

Babam ne özür dilemelerime, ne itirazlarıma , ne de diğer söyledilerime kulak astı.

Onu hayal kırıklığına uğratmıştım ve hayatımın en acı dersleriden birini almak üzereydim. Babam tozlu yollarda yürümeye başladı. Ben de arkasından araba ile onu izliyordum. Ondan özür diliyor ve arabaya binmesini rica ediyordum. Maalesef beni duymazdan geliyor ve üzgün bir şekilde yürümeye devam ediyordu. 30 kilometre boyunca 10 kilometre süratle onu takip ettim. Babamın hem bedensel hem de duygusal olarak bu kadar sıkıntı çekmesine şahit olmak hayatımın en üzücü ve acı veren dersi olmuştur. Aldığım bu dersten sonra asla yalan söylemedim...

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar