20 Mart 2015 Cuma

SARMAŞIKLA AYÇİÇEĞİNİN AŞKI



Sevmiş karşılıksız ve sonunu düşünmeden sarmaşık ayçiçeğini.
ama aşkı karşılıksızmış çünkü güneşe aşıkmış ayçiçeği.
hep bir ümitle bekler dururmuş bir gün kendisine dönmesini
ve kendisinin onu ne kadar sevdiğini anlar umuduyla.
ama her gün aynı...
hep güneşe bakar dururmuş ayçiçeği hep ona.
kahrolurmuş sarmaşık.
niye niye beni sevmiyorsun da onu seviyorsun diye.
sürekli söylenip duruyormuş "ben yakınındayım beni görmüyorsun
ama o uzaktaki ulaşamayacağını bildiği güneşe hayranlıkla bakıyorsun diye.
" ne olurdu sanki bir kerecik bile olsa yüzünü ona doğru dönse ve dünyaları bağışlasa ona ne olurdu.

çok şey mi istiyordu sanki...

günler böyle birbirini kovalayıp durmuş.
karşılıksız olarak sürüp gitmiş sarmaşığın aşkı.
sonunda dayanamaz olmuş ve bir sabah ona olan aşkı artık
doruklara ulaşmış
ona kendinin varlığını hissettirmek ve onu ne kadar çok sevdiğini anlatmak istiyormuş.
sarmış sarmalamış biricik aşkını sıkı sıkı; dolanmış dolanmış...,
gövdesine doğru.
hiç bırakmak istememiş.
artık onu kendi bedeniyle bir bütün hissetmeye başlamış.
gün geçmiş akşam olmuş hala bakmıyormuş ayçiçeği kendisine.
yine beklemeye devam etmiş sarmaşık. vee...
sabah olup yüzünü yine biricik aşkına çevirdiğinde o da ne ayçiçeği de yüzünü ona dönmüş artık.
üstelik güneş olmasına karşın.
güneşe bakmıyor ve sarmaşığa yüzünü dönmüş, sanmış ki
artık anladı her şeyi kimin onu gerçekten sevdiğini ve o da bu aşka karşılık vermeye karar verdi.
ama her şey sandığı gibi olmadı.
çünkü o kadar sıkı sarmış ki sarmaşık aşkını, öldürmüş onu.
bunu anlaması zaman almış ta ki o kuruyup dökülene kadar.
işte o zaman anlamış ki.
Onun o tertemiz sandığı aşkı ayçiçeğini öldürmüş.




Hiç yorum yok:

20 Mart 2015 Cuma

SARMAŞIKLA AYÇİÇEĞİNİN AŞKI



Sevmiş karşılıksız ve sonunu düşünmeden sarmaşık ayçiçeğini.
ama aşkı karşılıksızmış çünkü güneşe aşıkmış ayçiçeği.
hep bir ümitle bekler dururmuş bir gün kendisine dönmesini
ve kendisinin onu ne kadar sevdiğini anlar umuduyla.
ama her gün aynı...
hep güneşe bakar dururmuş ayçiçeği hep ona.
kahrolurmuş sarmaşık.
niye niye beni sevmiyorsun da onu seviyorsun diye.
sürekli söylenip duruyormuş "ben yakınındayım beni görmüyorsun
ama o uzaktaki ulaşamayacağını bildiği güneşe hayranlıkla bakıyorsun diye.
" ne olurdu sanki bir kerecik bile olsa yüzünü ona doğru dönse ve dünyaları bağışlasa ona ne olurdu.

çok şey mi istiyordu sanki...

günler böyle birbirini kovalayıp durmuş.
karşılıksız olarak sürüp gitmiş sarmaşığın aşkı.
sonunda dayanamaz olmuş ve bir sabah ona olan aşkı artık
doruklara ulaşmış
ona kendinin varlığını hissettirmek ve onu ne kadar çok sevdiğini anlatmak istiyormuş.
sarmış sarmalamış biricik aşkını sıkı sıkı; dolanmış dolanmış...,
gövdesine doğru.
hiç bırakmak istememiş.
artık onu kendi bedeniyle bir bütün hissetmeye başlamış.
gün geçmiş akşam olmuş hala bakmıyormuş ayçiçeği kendisine.
yine beklemeye devam etmiş sarmaşık. vee...
sabah olup yüzünü yine biricik aşkına çevirdiğinde o da ne ayçiçeği de yüzünü ona dönmüş artık.
üstelik güneş olmasına karşın.
güneşe bakmıyor ve sarmaşığa yüzünü dönmüş, sanmış ki
artık anladı her şeyi kimin onu gerçekten sevdiğini ve o da bu aşka karşılık vermeye karar verdi.
ama her şey sandığı gibi olmadı.
çünkü o kadar sıkı sarmış ki sarmaşık aşkını, öldürmüş onu.
bunu anlaması zaman almış ta ki o kuruyup dökülene kadar.
işte o zaman anlamış ki.
Onun o tertemiz sandığı aşkı ayçiçeğini öldürmüş.




Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar