17 Temmuz 2010 Cumartesi

SIRR-I AŞK




Salt sırdır aşk.
Aşk bir kişilik sırdır,
İki kişiye müsaadesi yoktur.
Zaten aşk tekildir.
Sevilen hiçbir zaman aşkın içinde değildir.
Aşkın içinde seven vardır o kadar.
Sevilenin haberi bile olmayabilir aşktan,
Olması önemli de değildir üstelik.
Aşk tekil olduğu için sırları da,
Kederleri de,
Acıları da,
Firkati de,
Hicranı da,
Ggözyaşı da,
Ateşi de tekildir.

Yani içinde bulunduğu ateş sadece bir kişiyi yakar,
Gözyaşı da bir kişiden akar,
Ayrılığı bir kişi çeker.
Aşkı bunlar çoğaltır,
Aşkın "eksilmeyen fakat artan" özelliği aynı zamanda buradan beslenir.

Gözyaşı aşkı artırır,
Hicran, hasret bu duygular aşkı devamlı büyütür,
Katmerler, yuvarlar bir çığ gibi.
Yani aşk, acı çekmeyi bastan göze almayı gerektiriyor.
Aşkın bir tarifi de acı ve bütün bu acılardan duyulan mutluluk.
Onun ötesinde de insanın kabiliyeti.
Aşk her gönülde ayni kıvamda varolamaz.
Gönül medeniyetindeki gönüllerimiz aşkı değişik boyutlarda alacaktır,
O zaman işin içine sırrı da girer.
Yani benim sırrım benim kalbime sığacak olan kadardır,
Daha ötesini kaldıramaz.
Sır, acı ve hasret varsa aşk vardır ve o aşk tekildir bir kişiyi ilgilendirir.

Biz aşkı genel kabulümüzde "beşeri aşk" derken bir zaaf olarak algıladık
"İlahi aşk"ı da bir hedef olarak gördük.
Beşeri aşkın ve İlahi aşkın ikisinin de ayni anda ve ayni bünyede tezahürü bir geçiş itibarıyla mümkündür.

İskender Pala

1 yorum:

İsa GÜNEŞ dedi ki...

Allah'ım sen bu vuslatı hicran etme,,
Aşkın sarhoşlarını nalan etme

17 Temmuz 2010 Cumartesi

SIRR-I AŞK




Salt sırdır aşk.
Aşk bir kişilik sırdır,
İki kişiye müsaadesi yoktur.
Zaten aşk tekildir.
Sevilen hiçbir zaman aşkın içinde değildir.
Aşkın içinde seven vardır o kadar.
Sevilenin haberi bile olmayabilir aşktan,
Olması önemli de değildir üstelik.
Aşk tekil olduğu için sırları da,
Kederleri de,
Acıları da,
Firkati de,
Hicranı da,
Ggözyaşı da,
Ateşi de tekildir.

Yani içinde bulunduğu ateş sadece bir kişiyi yakar,
Gözyaşı da bir kişiden akar,
Ayrılığı bir kişi çeker.
Aşkı bunlar çoğaltır,
Aşkın "eksilmeyen fakat artan" özelliği aynı zamanda buradan beslenir.

Gözyaşı aşkı artırır,
Hicran, hasret bu duygular aşkı devamlı büyütür,
Katmerler, yuvarlar bir çığ gibi.
Yani aşk, acı çekmeyi bastan göze almayı gerektiriyor.
Aşkın bir tarifi de acı ve bütün bu acılardan duyulan mutluluk.
Onun ötesinde de insanın kabiliyeti.
Aşk her gönülde ayni kıvamda varolamaz.
Gönül medeniyetindeki gönüllerimiz aşkı değişik boyutlarda alacaktır,
O zaman işin içine sırrı da girer.
Yani benim sırrım benim kalbime sığacak olan kadardır,
Daha ötesini kaldıramaz.
Sır, acı ve hasret varsa aşk vardır ve o aşk tekildir bir kişiyi ilgilendirir.

Biz aşkı genel kabulümüzde "beşeri aşk" derken bir zaaf olarak algıladık
"İlahi aşk"ı da bir hedef olarak gördük.
Beşeri aşkın ve İlahi aşkın ikisinin de ayni anda ve ayni bünyede tezahürü bir geçiş itibarıyla mümkündür.

İskender Pala

1 yorum:

İsa GÜNEŞ dedi ki...

Allah'ım sen bu vuslatı hicran etme,,
Aşkın sarhoşlarını nalan etme

Popüler Yayınlar