20 Aralık 2010 Pazartesi
Anne Kıymeti
1 yaşındayken sizi şefkatle kucaklayıp, elleriyle doyurdu.. Bütün gece ağlayıp, onu uyutmayarak teşekkür etiniz
2 yaşındayken elinizden tuttu, size yürümeyi öğretti size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz
3 yaşındayken size özenle yemekler hazırladı tabağınızda ne var ne yok masanın üstüne boca ederek teşekkür ettiniz
4 yaşındayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu evin bütün duvarlarına resimler yaparak teşekkür ettiniz
5 yaşındayken sizi en güzel kıyafetlerle giydirdi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz
6 yaşındayken okuldan o kadar korkuyordunuz ki, ilk gün sizi o götürdü sokaklarda "gitmiyceeeeeeem" diye ağlayarak teşekkür ettiniz
7 yaşındayken size bir top hediye etti komşunun camını aşağı indirerek teşekkür ettiniz
10 yaşındayken arkadaşlarınızın doğum günülerinden okulunuza kadar sizi her yere o götürdü elinden fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz
11 yaşındayken sizi arkadaşlarınızla sinemaya götürdü "sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz
15 yaşındayken sizi şehir dışına yaz kampına gönderdi bir kerecik bile aramayarak teşekkür ettiniz
17 yaşındayken arkadaşlarınızla yemeğe gitmenize izin verdi bir telefon bile etmeden gece yarısı eve dönerek teşekkür ettiniz.
19 yaşındayken üniversiteyi kazandınız; okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kalacağınız yere kadar götürdü. Sonra da özenle hazırladığı eşyalarınızı taşıdı arkadaşlarınız alay etmesin diye kapıda vedalaşıp göndererek teşekkür ettiniz
21 yaşındayken hiç yanlış yapmayasınız diye size hayatla ilgili fikir vermek istedi "merak etme ben senin gibi olmiycam" diyerek teşekkür ettiniz
22 yaşındaydınız; mezuniyet töreninizde ışıl ışıl gözleriyle sizin yanınızda oldu siz, sizi siz yapan o elleri öpmeden arkadaşlarınızla eğlenmeye giderek teşekkür ettiniz
24 yaşınızdayken evlenmeyi düşündüğünüz insanla tanışmak istedi "zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz
25 yaşınızdaydınız evlendiğinizde. Sizi kaybetmenin hüznü bir yana düğününüz için gecesini gündüzüne kattı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz
30 yaşınızdayken bir bebeğiniz oldu. Bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi "artık bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz
40 yaşınızdayken sizi arayıp kardeşinizin doğum gününü hatırlattı "anne işim başımdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz
50 yaşınızdayken o çok hastalandı, bir hafta sonu görmeye gittiniz; çocuklar gibi sevindi. Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz
derken bir gün; ki yaşınızın aklınızdan silindiği bir gündü..... O öldü! O güne kadar söylemediğiniz ne varsa gelip boğazınıza düğümlendi o an. Onun için yapmadığınız herşey kalbinize yıldırım gibi düştü... İlk adımınızdan tutun da kaşığı ilk elinize alışınıza, kalemi ilk tutuşunuza kadar her anınızı düşündünüz. Her anınız yaş oldu süzüldü gözlerinizden. Ve belli belirsiz fısıldadınız: "teşekkür ederim...herşey için.... Teşekkür ederim." ama maalesef o sizi duymadı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
20 Aralık 2010 Pazartesi
Anne Kıymeti
1 yaşındayken sizi şefkatle kucaklayıp, elleriyle doyurdu.. Bütün gece ağlayıp, onu uyutmayarak teşekkür etiniz
2 yaşındayken elinizden tuttu, size yürümeyi öğretti size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz
3 yaşındayken size özenle yemekler hazırladı tabağınızda ne var ne yok masanın üstüne boca ederek teşekkür ettiniz
4 yaşındayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu evin bütün duvarlarına resimler yaparak teşekkür ettiniz
5 yaşındayken sizi en güzel kıyafetlerle giydirdi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz
6 yaşındayken okuldan o kadar korkuyordunuz ki, ilk gün sizi o götürdü sokaklarda "gitmiyceeeeeeem" diye ağlayarak teşekkür ettiniz
7 yaşındayken size bir top hediye etti komşunun camını aşağı indirerek teşekkür ettiniz
10 yaşındayken arkadaşlarınızın doğum günülerinden okulunuza kadar sizi her yere o götürdü elinden fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz
11 yaşındayken sizi arkadaşlarınızla sinemaya götürdü "sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz
15 yaşındayken sizi şehir dışına yaz kampına gönderdi bir kerecik bile aramayarak teşekkür ettiniz
17 yaşındayken arkadaşlarınızla yemeğe gitmenize izin verdi bir telefon bile etmeden gece yarısı eve dönerek teşekkür ettiniz.
19 yaşındayken üniversiteyi kazandınız; okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kalacağınız yere kadar götürdü. Sonra da özenle hazırladığı eşyalarınızı taşıdı arkadaşlarınız alay etmesin diye kapıda vedalaşıp göndererek teşekkür ettiniz
21 yaşındayken hiç yanlış yapmayasınız diye size hayatla ilgili fikir vermek istedi "merak etme ben senin gibi olmiycam" diyerek teşekkür ettiniz
22 yaşındaydınız; mezuniyet töreninizde ışıl ışıl gözleriyle sizin yanınızda oldu siz, sizi siz yapan o elleri öpmeden arkadaşlarınızla eğlenmeye giderek teşekkür ettiniz
24 yaşınızdayken evlenmeyi düşündüğünüz insanla tanışmak istedi "zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz
25 yaşınızdaydınız evlendiğinizde. Sizi kaybetmenin hüznü bir yana düğününüz için gecesini gündüzüne kattı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz
30 yaşınızdayken bir bebeğiniz oldu. Bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi "artık bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz
40 yaşınızdayken sizi arayıp kardeşinizin doğum gününü hatırlattı "anne işim başımdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz
50 yaşınızdayken o çok hastalandı, bir hafta sonu görmeye gittiniz; çocuklar gibi sevindi. Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz
derken bir gün; ki yaşınızın aklınızdan silindiği bir gündü..... O öldü! O güne kadar söylemediğiniz ne varsa gelip boğazınıza düğümlendi o an. Onun için yapmadığınız herşey kalbinize yıldırım gibi düştü... İlk adımınızdan tutun da kaşığı ilk elinize alışınıza, kalemi ilk tutuşunuza kadar her anınızı düşündünüz. Her anınız yaş oldu süzüldü gözlerinizden. Ve belli belirsiz fısıldadınız: "teşekkür ederim...herşey için.... Teşekkür ederim." ama maalesef o sizi duymadı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Biz çocukken, tepesinde bir dantela örtüyle başköşede duran yeşil ışıklı ahşap radyomuzdan, hüzzam makamında ayrılık şarkıları yayılırdı...
-
Beş yaşında yetim kalan bir çeçen çocuk annesiyle yalnız yaşamaktadır. Fakirdirler, ekilecek biçilecek çok fazla arazileri de yoktur. Belli ...
-
Anadolu’nun orta vilayetlerinden bir köyde yavaş yavaş güneş batmaya hava kararmaya başlar. Karanlık iyice çöker köyün üzerine. Evlerden bir...
-
Uzun çok uzun yıllar önce mutluluk ve güzellik içinde yaşayan bir topluluk varmış. Başarılı, sevecen,dürüst insanlarmış bunlar. Bu toplumu ...
-
Yoruldum; anlaşılmamaktan, Sevdiklerimi, sevenlerimi "dost" yapmaya çalışmaktan, Yüreğime kulak tıkayıp mantıklı olmaya çalışmakta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder