24 Temmuz 2010 Cumartesi

Arkadaşlık




Beş yaşında yetim kalan bir çeçen çocuk annesiyle yalnız yaşamaktadır. Fakirdirler, ekilecek biçilecek çok fazla arazileri de yoktur. Belli bir zamana kadar eş dost, hısım akarabının yardımlarıyla geçinmeğe çalışırlar.

Zaman ilerledikçe çocuk büyür gelişir ve de büyüyüp geliştikçe olgunlaşır, olgunlaştıkça da yiğitleşir. Yaşından beklenmeyen tavır ve davranışları vardır. Yiğitliğinden, dürüstlüğünden ve yardım severliğinden ötürü köyde yaşayanlar ona "MAKKIL" (KARTAL) Adını koymuşlar.

Köyün bütün çocukları ona benzemeye gayret ederlermiş. Makkıl ın kendisi gibi özü sözü bir, yiğit mi yiğit beş arkadaşı varmış. Makkıl la birlikte bu altı arkadaş, adeta bir babadan olma, bir anne den doğma kardeş gibilermiş. Zaman geçer Makkıl büyür ve serpilir. İçerisine babasının katilini bulma ve öcünü alma ateşi düşer. Yıllarca babasının katilini ara durur. Bu arada da köyün en güzel kızına gönlünü kaptırır. Kaptırır ama fakir Makkıl'a kızı vermek istemezler.

Beş on yıl bu sevda devam eder ama, bu arada Makkıl halen baba katilini aramaktadır. Makkıl, artık dayanamaz ve kızı kaçırmaya karar verir. Kız da razıdır. Bir kış gecesi kavli kara kılarlar kaçmaya. Akşam olmuş bizim makkıl da bir telaş. Annesi meraklanır ve nedenini sorar Makkıl'a. Makkıl da doğrusunu anlatır. Artık annesinde de bir heyacan ve bir telaş başlar. Gece ilerleyen saatlerde Makkıl, kızı kaçırmak için dışarı çıkacağı anda çok gürültülü bir şekilde kapı çalınır. Gelen kişi; Makkıl'a müjde getirmiştir. "Makkıl, yıllarca aradığın babanın katilini gördüm. Köyün alt başında atıyla tarlalardan ilerliyor. Hemen çıkarsan yetişirsin." Der. Makkıl şaşkınlık içindedir.

Bir tarafta kaçırmak için söz verdiği kız, diğer tarafta yıllarca izini takip ettiği baba katili. O arada annesi yanına gelir. Hayırdır oğlum ne bu telaş? Der. Makkıl durumu izah eder ve annesinden akıl danışır. Annesi: Ey oğul! Babanın katilini 20 yıldır arıyorsun bu gün denk geldi. Bir 20 yıl daha beklesen de olur. O zaten yaşamıyor, sadece nefes alıyor ve kendi nefesi bile azap veriyor. Bu nedenle sevdiğin kızın itimadını yitirme, var git, gelinimi getir der. Makkıl annesinin sözünü tutar ve kızı kaçırmağa kara verir. kara verir ama, yine kapı gürültüyle çalınır. Gelen yine bir tanıdık arkadaş tır. Makkıl'a şöyle der.

Köylerinden 15 km uzakta bir köyde,arkadaşların seni bekliyor. Acele yetişsin dediler. der ve uzaklaşır. Makkıl' yine bir telaş sarar. Annesi yanına gelir ve "ne oldu yine. Ne bu telaş" diye sorar. Makkıl, durumu izah eder ve akıl danışır. Annesi: Oğlum der. Kız seni seviyor ve güveniyorsa, durumu izah edersen mutlaka anlayacaktır. Ama, sana ihtiyaç duyduklarında, bir kız için kendilerinin yanında olamadığını arkadaşlarına izah edemezsin. Arkadaşlık ve güven kolay kazanılmaz. Onun için var, arkadaşlarının yanına git. Sana ihtiyaçları var ki, gecenin bu saatinde haber göndermişler der.

Makkıl, Giyinir üzerini, kuşanır silahlarını ve atını dört nala sürer. Giderken de neyle karşılaşacağını bilemediğinden, kafasında bin bir türlü sorular vardır. Söylenen köye ve tarif edilen evin kapısına vardığında sinirlenir. çünkü evin içerisinden mızıka sesi gelmektedir. Kapıyı çalıp içeri girdiğinde de, görür ki, arkadaşları eğlenmektedir. makkıl, oturmadan arkadaşlarına şöyle seslenir.

Arkadaşlar; Bu akşam yıllarca sevip te kavuşamadığım kızı kaçıracaktım, ondan vaz geçtim. 20 yıldır aryıpta bulamadığım baba katilini bulmuşken, ondan da vazgeçtim ve siz çağırınca size koştum. Benim arkadaşlığımdan memnunmusunuz? diye seslenir. Arkadaşların en büyüğü cevap verir. Yıllarca arkadaşız. Biribirimiz için gözümüzü kırpmadan canımızı veririz ama; Der ve sonra, yanındaki arkadaşa seslenir. Aç şu kapıyı (kapalı olan bir oda). Kapı açılınca Makkıl'ın gözleri de fal taşı gibi açılır. Oda da bürünceğin altında sevdiği kız durur. Yine,arkadaşı yanındaki diğer arkadaşa seslenir.

Şu oda daki torbayı getir. Torba getirilir ve ağzı açılarak, içindekini Makkıl'ın önüne atarlar. Torbanın içindeki, babasının katilinin "kafası" dır. Arkadaşların hepisi bir ağızdan Makkıl'seslenir. Madem bu kadar yıllık arkadaşız, kız kaçırmaya gidiyorsun da neden bize haber etmiyorsun? Sen haber etmediysen de, biz haberini alınca ne olur ne olmaz diye seni kollamak için kızın evinin yanında nöbet tutuyorduk. Kız evden çıkmıştı ama, sen gecikince alıp getirmek zorunda kaldık ve yolda gelirken de babanın katiline rastladık. Hem kızı, hemde babanın katilinin kafasını sana hediye ediyoruz. Sen söyle bakalım: senin bizim arkadaşlığımızdan şüphen varmı?

Makkıl: hem mahcubiyeti, hem de sevinci bir arada yaşayarak şöyle der. Hakkınızı helal edin arkadaşlar. ben kendimi yetişmiş biri olarak görüyordum ama, anladım ki ANNEM den öğreneceğim daha çok şey varmış meğer..."

2 yorum:

Sis dedi ki...

denemedir.kusura bakma med.eklenti bende çöktü de .burda sağlammı diye bakıyorum

www dedi ki...

Lindo, lindo, lindo!

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Arkadaşlık




Beş yaşında yetim kalan bir çeçen çocuk annesiyle yalnız yaşamaktadır. Fakirdirler, ekilecek biçilecek çok fazla arazileri de yoktur. Belli bir zamana kadar eş dost, hısım akarabının yardımlarıyla geçinmeğe çalışırlar.

Zaman ilerledikçe çocuk büyür gelişir ve de büyüyüp geliştikçe olgunlaşır, olgunlaştıkça da yiğitleşir. Yaşından beklenmeyen tavır ve davranışları vardır. Yiğitliğinden, dürüstlüğünden ve yardım severliğinden ötürü köyde yaşayanlar ona "MAKKIL" (KARTAL) Adını koymuşlar.

Köyün bütün çocukları ona benzemeye gayret ederlermiş. Makkıl ın kendisi gibi özü sözü bir, yiğit mi yiğit beş arkadaşı varmış. Makkıl la birlikte bu altı arkadaş, adeta bir babadan olma, bir anne den doğma kardeş gibilermiş. Zaman geçer Makkıl büyür ve serpilir. İçerisine babasının katilini bulma ve öcünü alma ateşi düşer. Yıllarca babasının katilini ara durur. Bu arada da köyün en güzel kızına gönlünü kaptırır. Kaptırır ama fakir Makkıl'a kızı vermek istemezler.

Beş on yıl bu sevda devam eder ama, bu arada Makkıl halen baba katilini aramaktadır. Makkıl, artık dayanamaz ve kızı kaçırmaya karar verir. Kız da razıdır. Bir kış gecesi kavli kara kılarlar kaçmaya. Akşam olmuş bizim makkıl da bir telaş. Annesi meraklanır ve nedenini sorar Makkıl'a. Makkıl da doğrusunu anlatır. Artık annesinde de bir heyacan ve bir telaş başlar. Gece ilerleyen saatlerde Makkıl, kızı kaçırmak için dışarı çıkacağı anda çok gürültülü bir şekilde kapı çalınır. Gelen kişi; Makkıl'a müjde getirmiştir. "Makkıl, yıllarca aradığın babanın katilini gördüm. Köyün alt başında atıyla tarlalardan ilerliyor. Hemen çıkarsan yetişirsin." Der. Makkıl şaşkınlık içindedir.

Bir tarafta kaçırmak için söz verdiği kız, diğer tarafta yıllarca izini takip ettiği baba katili. O arada annesi yanına gelir. Hayırdır oğlum ne bu telaş? Der. Makkıl durumu izah eder ve annesinden akıl danışır. Annesi: Ey oğul! Babanın katilini 20 yıldır arıyorsun bu gün denk geldi. Bir 20 yıl daha beklesen de olur. O zaten yaşamıyor, sadece nefes alıyor ve kendi nefesi bile azap veriyor. Bu nedenle sevdiğin kızın itimadını yitirme, var git, gelinimi getir der. Makkıl annesinin sözünü tutar ve kızı kaçırmağa kara verir. kara verir ama, yine kapı gürültüyle çalınır. Gelen yine bir tanıdık arkadaş tır. Makkıl'a şöyle der.

Köylerinden 15 km uzakta bir köyde,arkadaşların seni bekliyor. Acele yetişsin dediler. der ve uzaklaşır. Makkıl' yine bir telaş sarar. Annesi yanına gelir ve "ne oldu yine. Ne bu telaş" diye sorar. Makkıl, durumu izah eder ve akıl danışır. Annesi: Oğlum der. Kız seni seviyor ve güveniyorsa, durumu izah edersen mutlaka anlayacaktır. Ama, sana ihtiyaç duyduklarında, bir kız için kendilerinin yanında olamadığını arkadaşlarına izah edemezsin. Arkadaşlık ve güven kolay kazanılmaz. Onun için var, arkadaşlarının yanına git. Sana ihtiyaçları var ki, gecenin bu saatinde haber göndermişler der.

Makkıl, Giyinir üzerini, kuşanır silahlarını ve atını dört nala sürer. Giderken de neyle karşılaşacağını bilemediğinden, kafasında bin bir türlü sorular vardır. Söylenen köye ve tarif edilen evin kapısına vardığında sinirlenir. çünkü evin içerisinden mızıka sesi gelmektedir. Kapıyı çalıp içeri girdiğinde de, görür ki, arkadaşları eğlenmektedir. makkıl, oturmadan arkadaşlarına şöyle seslenir.

Arkadaşlar; Bu akşam yıllarca sevip te kavuşamadığım kızı kaçıracaktım, ondan vaz geçtim. 20 yıldır aryıpta bulamadığım baba katilini bulmuşken, ondan da vazgeçtim ve siz çağırınca size koştum. Benim arkadaşlığımdan memnunmusunuz? diye seslenir. Arkadaşların en büyüğü cevap verir. Yıllarca arkadaşız. Biribirimiz için gözümüzü kırpmadan canımızı veririz ama; Der ve sonra, yanındaki arkadaşa seslenir. Aç şu kapıyı (kapalı olan bir oda). Kapı açılınca Makkıl'ın gözleri de fal taşı gibi açılır. Oda da bürünceğin altında sevdiği kız durur. Yine,arkadaşı yanındaki diğer arkadaşa seslenir.

Şu oda daki torbayı getir. Torba getirilir ve ağzı açılarak, içindekini Makkıl'ın önüne atarlar. Torbanın içindeki, babasının katilinin "kafası" dır. Arkadaşların hepisi bir ağızdan Makkıl'seslenir. Madem bu kadar yıllık arkadaşız, kız kaçırmaya gidiyorsun da neden bize haber etmiyorsun? Sen haber etmediysen de, biz haberini alınca ne olur ne olmaz diye seni kollamak için kızın evinin yanında nöbet tutuyorduk. Kız evden çıkmıştı ama, sen gecikince alıp getirmek zorunda kaldık ve yolda gelirken de babanın katiline rastladık. Hem kızı, hemde babanın katilinin kafasını sana hediye ediyoruz. Sen söyle bakalım: senin bizim arkadaşlığımızdan şüphen varmı?

Makkıl: hem mahcubiyeti, hem de sevinci bir arada yaşayarak şöyle der. Hakkınızı helal edin arkadaşlar. ben kendimi yetişmiş biri olarak görüyordum ama, anladım ki ANNEM den öğreneceğim daha çok şey varmış meğer..."

2 yorum:

Sis dedi ki...

denemedir.kusura bakma med.eklenti bende çöktü de .burda sağlammı diye bakıyorum

www dedi ki...

Lindo, lindo, lindo!

Popüler Yayınlar