22 Kasım 2010 Pazartesi

Gece - Gündüz





Bir bilge kisi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki;

- "Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?"

Öğrencilerden biri;

- "Uzaktaki sürüye bakarım," demiş, "Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."

Başka bir öğrenci söz almış ve "Hocam" demiş, "İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır."

Bilge kişi, uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve "Siz ne düşünüyorsunuz hocam?" diye sormuşlar.

Bilge kişi şöyle demiş;

- "Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan ona "bacım" diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, "kardeşim" sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır..."

3 yorum:

Unknown dedi ki...

AYDINLIK..Ahh keşke,keşke o bilge kişi gibi düşünebilse herkess..O zaman ne güzel olurdu hayat..
Muhteşem bir paylaşım,emeğinize sağlık..

LEYLA dedi ki...

Merhaba,ben Leyla,sizden bir ricam olacak.Son çare olarak size sesleniyorum.Sorun şu,sizin blog şablonunuzu çok beğeniyorum,netten bulup indirdim,ancak blog oluşturmak bir türlü mümkün olmuyor.XML hatası veriyor.Bilenlere sordum xml uzantılı dosyayı çıkarıp onu çağırın diyorlar.Fakat xml uzantılı bir dosya yok.Siz bunu nasıl hallettiniz.Yardımcı olursanız çok ama çok sevinicem.Şimdiden teşekkür ederim.Bloğuma cevap yazma zahmetinde bulunursunuz umarım.Sağlıcakla...

convaly dedi ki...

Bu hikayeyi ilk defa sizin sayfanızda okudum. Çok güzelmiş. Değer verdiğim insanlarla da paylaşacağım...

22 Kasım 2010 Pazartesi

Gece - Gündüz





Bir bilge kisi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki;

- "Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?"

Öğrencilerden biri;

- "Uzaktaki sürüye bakarım," demiş, "Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."

Başka bir öğrenci söz almış ve "Hocam" demiş, "İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır."

Bilge kişi, uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve "Siz ne düşünüyorsunuz hocam?" diye sormuşlar.

Bilge kişi şöyle demiş;

- "Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan ona "bacım" diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, "kardeşim" sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır..."

3 yorum:

Unknown dedi ki...

AYDINLIK..Ahh keşke,keşke o bilge kişi gibi düşünebilse herkess..O zaman ne güzel olurdu hayat..
Muhteşem bir paylaşım,emeğinize sağlık..

LEYLA dedi ki...

Merhaba,ben Leyla,sizden bir ricam olacak.Son çare olarak size sesleniyorum.Sorun şu,sizin blog şablonunuzu çok beğeniyorum,netten bulup indirdim,ancak blog oluşturmak bir türlü mümkün olmuyor.XML hatası veriyor.Bilenlere sordum xml uzantılı dosyayı çıkarıp onu çağırın diyorlar.Fakat xml uzantılı bir dosya yok.Siz bunu nasıl hallettiniz.Yardımcı olursanız çok ama çok sevinicem.Şimdiden teşekkür ederim.Bloğuma cevap yazma zahmetinde bulunursunuz umarım.Sağlıcakla...

convaly dedi ki...

Bu hikayeyi ilk defa sizin sayfanızda okudum. Çok güzelmiş. Değer verdiğim insanlarla da paylaşacağım...

Popüler Yayınlar