
Mecnun’un Leyla’yı deli divane sevdiğini duyan halife Leyla’yı pek merak edermiş. Mecnun’u bu kadar mest ettiğine göre bu Leyla çok özel bir kadın olmalı” dermiş kendi kendine. “Öyle bir kadın ki hem cinslerinden kat be kat güzel ve alımlı.” Giderek merakı katlanmış, bildiği ne kadar Ali Cengiz oyunu varsa oynamış ki, Leyla’yı dünya gözüyle bir kerecik görsün.
En nihayetinde Leyla’yı bulup, Halife’nin sarayına getirmişler. Süsleyip püsleyip karşısına çıkarmışlar. Ne var ki Leyla peçesini çekince halife Harun Reşit hüsrana uğramış. Sanılmasın ki Leyla çirkinmiş ya da kötürüm veya yaşlı. Ama öyle sıra dışı bir cazibesi yokmuş açıkçası. Sayısız diğer kadın gibi o da noksanları kusurları olan bir faniymiş işte.
Halife hayal kırıklığını saklamamış. “Leyla Leyla dedikleri bu mu Allah aşkına? Mecnun bunun neyine vurulmuş ki? Alelade bir kadın. Ne farkı var ötekilerden ?
Bunu duyan Leyla gülmüş. “Evet , ben Leyla’yım ama sen Mecnun değilsin ki” diye cevap vermiş. “Sen beni bir de Mecnun’un gözlerinden görebilsen. Sanma ki başka türlü aşk denen sırra erebilirsin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder