3 Ocak 2011 Pazartesi

Denemeler 2 (Şems-i Tebrizi İle Sohbet)





- Efsane mi?. Ben efsane olmak istemiyorum Şems. Ben O’nu istiyorum, Onunla olmak istiyorum.
- Tedirgin gülümser “Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili.Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar.Her an ötekisiyle birlikte her şey onunla ilgili.”
- Artık günlerim günlerden uzun, gecelerim gecelerden sessiz ve karanlık. Sanki bir sonbaharın hüznü var hayatımda, zaman Onsuz işlemiyor, hayat tat vermiyor artık, Onu sevdiğimden bu yana. Her acıyı tattım her çileyi çektim, Doğru bildiğim bir çok şeyi atıverdim bir tarafa, hayatın her cilvesine alıştım, yalnız Onsuzluğa alışamadım.
- “Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.”
- Yetmedi mi bunca yıl çektiklerim Şems. Madem bunca yıldır yanı başımdaydın, çektiklerimi de en iyi senin bilmen lazım.
- Hatırlıyor musun yıllar önce Hüdavendigarın türbesini ziyarete gelmiştiniz? Beş kız ve bir de sen. Kızların hepsi Hüdavendigar’a bakıyor, dualar ediyordu, Sen O’na bakıyordun, Ben de sana. Seni ilk görüşüm o gündü. O muhteşem müzede hiçbir şey senin umurunda değildi. Varsa yoksa O idi senin için. Gözlerindeki aşkı gördüm. Hem hoşuma gitti, hem kıskandım, hatta sana kızdım . Benim sevgilim, Hüdavendigar’ım orada dururken, en büyük aşk benim ona aşkım iken, başka bir aşkı görmeye tahammül edemedim. O an karar verdim ve hemen uygulamaya geçtim. Sizi ayırmam lazımdı. Yeryüzünde gelmiş geçmiş en büyük aşk benimkisi olmalı en çok sevilen sevgili benim sevgilim olmalıydı.
- Ne yani. Bütün bu çektiklerim sadece senin kıskançlığın yüzünden miydi yani?
- Tam olarak öyle denemez. Aynı zamanda bir sınavdı bu. Ben sevdiğim için başımı ortaya koymuştum. Bakalım sen neleri ortaya koyabilecektin. Yüreğinin de aşkın kadar büyük mü, yoksa gelip geçici bir heves mi?
- Sonuç?
- İlk sınavlarda çok başarılıydın. Ama bunlar küçük sınavlardı. Zor uzun ve zorluydu. Bir süre sonra hatalar yapmaya başladın. Senin adına üzüldüm inan. Bu kadar yaklaşmışken, kaybedeceğini görüyordum.

- Bir şeyler yapamaz mıydın? İstesem yapabilirdim. Biliyorsun aynı zorlu yollardan ben daha önce geçmiştim. İstesem sana yardım edebilirdim. Ama istemedim.
- Neden istemedin?
- Bak sana bir hikaye anlatayım.”Bir genç,mahallesinden bir kızı sevmişti.Sonra yolları ayrıldı ve genç gurbete gitmek zorunda kaldı....Aradan uzun yıllar geçti,içindeki aşktan zerre miktar eksilme olmadı.Geri dönebildiğinde sevgilisi ona sitem etmiş ve şöyle demişti:

-A gönlüme hükmeden!..Bunca yıl geçti,yolunu gözledim.Ne bir haber, ne bir mektup?..Meğer ne kadar vefasızmışsın?...

Hakiki âşık başını yere eğdi,gözlerinden yaşlar boşandığı sırada cevap verdi:

-Ey sevgili!Yüzünü görmek benim için uğruna ölünecek bir hasret iken,o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?..”
- Ne demek istediğini anladım.
- “İkimizin kaderi de aynı Derviş. Ben O’nun için başımı veririm dedim Sen onun için “Her şeyimi veririm” dedin. İkisi de aynı şey yani. O varken her şeyden vazgeçtin. Ama sonra ne oldu? Vazgeçtiğin “her şey” için Ondan vazgeçtin. Yani gerçekten vazgeçemedin.Yanlış yol seçtin. Bedeli Onu kaybetmek olmalıydı. Bir daha asla yan yana dahi gelemeyeceksiniz. Ruhlarınız görüşecek sevişecek ama siz asla bu dünyada bir araya gelemeyeceksiniz....”
........

1 yorum:

uçurtma avcısı dedi ki...

o kadar güzel cümleler varki...cok begendim....

3 Ocak 2011 Pazartesi

Denemeler 2 (Şems-i Tebrizi İle Sohbet)





- Efsane mi?. Ben efsane olmak istemiyorum Şems. Ben O’nu istiyorum, Onunla olmak istiyorum.
- Tedirgin gülümser “Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili.Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar.Her an ötekisiyle birlikte her şey onunla ilgili.”
- Artık günlerim günlerden uzun, gecelerim gecelerden sessiz ve karanlık. Sanki bir sonbaharın hüznü var hayatımda, zaman Onsuz işlemiyor, hayat tat vermiyor artık, Onu sevdiğimden bu yana. Her acıyı tattım her çileyi çektim, Doğru bildiğim bir çok şeyi atıverdim bir tarafa, hayatın her cilvesine alıştım, yalnız Onsuzluğa alışamadım.
- “Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.”
- Yetmedi mi bunca yıl çektiklerim Şems. Madem bunca yıldır yanı başımdaydın, çektiklerimi de en iyi senin bilmen lazım.
- Hatırlıyor musun yıllar önce Hüdavendigarın türbesini ziyarete gelmiştiniz? Beş kız ve bir de sen. Kızların hepsi Hüdavendigar’a bakıyor, dualar ediyordu, Sen O’na bakıyordun, Ben de sana. Seni ilk görüşüm o gündü. O muhteşem müzede hiçbir şey senin umurunda değildi. Varsa yoksa O idi senin için. Gözlerindeki aşkı gördüm. Hem hoşuma gitti, hem kıskandım, hatta sana kızdım . Benim sevgilim, Hüdavendigar’ım orada dururken, en büyük aşk benim ona aşkım iken, başka bir aşkı görmeye tahammül edemedim. O an karar verdim ve hemen uygulamaya geçtim. Sizi ayırmam lazımdı. Yeryüzünde gelmiş geçmiş en büyük aşk benimkisi olmalı en çok sevilen sevgili benim sevgilim olmalıydı.
- Ne yani. Bütün bu çektiklerim sadece senin kıskançlığın yüzünden miydi yani?
- Tam olarak öyle denemez. Aynı zamanda bir sınavdı bu. Ben sevdiğim için başımı ortaya koymuştum. Bakalım sen neleri ortaya koyabilecektin. Yüreğinin de aşkın kadar büyük mü, yoksa gelip geçici bir heves mi?
- Sonuç?
- İlk sınavlarda çok başarılıydın. Ama bunlar küçük sınavlardı. Zor uzun ve zorluydu. Bir süre sonra hatalar yapmaya başladın. Senin adına üzüldüm inan. Bu kadar yaklaşmışken, kaybedeceğini görüyordum.

- Bir şeyler yapamaz mıydın? İstesem yapabilirdim. Biliyorsun aynı zorlu yollardan ben daha önce geçmiştim. İstesem sana yardım edebilirdim. Ama istemedim.
- Neden istemedin?
- Bak sana bir hikaye anlatayım.”Bir genç,mahallesinden bir kızı sevmişti.Sonra yolları ayrıldı ve genç gurbete gitmek zorunda kaldı....Aradan uzun yıllar geçti,içindeki aşktan zerre miktar eksilme olmadı.Geri dönebildiğinde sevgilisi ona sitem etmiş ve şöyle demişti:

-A gönlüme hükmeden!..Bunca yıl geçti,yolunu gözledim.Ne bir haber, ne bir mektup?..Meğer ne kadar vefasızmışsın?...

Hakiki âşık başını yere eğdi,gözlerinden yaşlar boşandığı sırada cevap verdi:

-Ey sevgili!Yüzünü görmek benim için uğruna ölünecek bir hasret iken,o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?..”
- Ne demek istediğini anladım.
- “İkimizin kaderi de aynı Derviş. Ben O’nun için başımı veririm dedim Sen onun için “Her şeyimi veririm” dedin. İkisi de aynı şey yani. O varken her şeyden vazgeçtin. Ama sonra ne oldu? Vazgeçtiğin “her şey” için Ondan vazgeçtin. Yani gerçekten vazgeçemedin.Yanlış yol seçtin. Bedeli Onu kaybetmek olmalıydı. Bir daha asla yan yana dahi gelemeyeceksiniz. Ruhlarınız görüşecek sevişecek ama siz asla bu dünyada bir araya gelemeyeceksiniz....”
........

1 yorum:

uçurtma avcısı dedi ki...

o kadar güzel cümleler varki...cok begendim....

Popüler Yayınlar