17 Şubat 2010 Çarşamba
Kardeşlik
İki erkek kardeş, babalarından kalma çiftlikte çalışırlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve çok çocuğu vardı. Diğeri ise bekardı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve karlarını eşit olarak bölüşürlerdi. Günün birinde bekar kardeş kendi kendine:
“Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil” dedi, “Ben yalnızım ve pek fazla gereksinimim yok.”
Böylelikle, her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye başladı. Bu arada evli olan kardeş, kendi kendine:
“Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil, üstelik ben evliyim, bir eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardeşimin kimsesi yok, yaşlandığı zaman hiç kimsesi yok bakacak” diyordu.
Böylece evli olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı. İki erkek de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar, çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu.
Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
17 Şubat 2010 Çarşamba
Kardeşlik
İki erkek kardeş, babalarından kalma çiftlikte çalışırlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve çok çocuğu vardı. Diğeri ise bekardı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve karlarını eşit olarak bölüşürlerdi. Günün birinde bekar kardeş kendi kendine:
“Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil” dedi, “Ben yalnızım ve pek fazla gereksinimim yok.”
Böylelikle, her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye başladı. Bu arada evli olan kardeş, kendi kendine:
“Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil, üstelik ben evliyim, bir eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardeşimin kimsesi yok, yaşlandığı zaman hiç kimsesi yok bakacak” diyordu.
Böylece evli olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı. İki erkek de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar, çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu.
Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Biz çocukken, tepesinde bir dantela örtüyle başköşede duran yeşil ışıklı ahşap radyomuzdan, hüzzam makamında ayrılık şarkıları yayılırdı...
-
Beş yaşında yetim kalan bir çeçen çocuk annesiyle yalnız yaşamaktadır. Fakirdirler, ekilecek biçilecek çok fazla arazileri de yoktur. Belli ...
-
Anadolu’nun orta vilayetlerinden bir köyde yavaş yavaş güneş batmaya hava kararmaya başlar. Karanlık iyice çöker köyün üzerine. Evlerden bir...
-
Uzun çok uzun yıllar önce mutluluk ve güzellik içinde yaşayan bir topluluk varmış. Başarılı, sevecen,dürüst insanlarmış bunlar. Bu toplumu ...
-
Yoruldum; anlaşılmamaktan, Sevdiklerimi, sevenlerimi "dost" yapmaya çalışmaktan, Yüreğime kulak tıkayıp mantıklı olmaya çalışmakta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder