5 Mart 2010 Cuma
Çatlak Kova
Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan efendisinin evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde efendisinin evine 1,5 kova su götürebilmiş.
Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş:
“İki yıldır çatlağımdan su sızdırdığımdan dolayı görevimin yarısını yerine getirebildiğim için kendimden utanıyor ve senden özür diliyorum.” demiş.
Sucu şöyle demiş:
“Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.”
Gerçekten de tepeyi tırmanırken patikanın bir kenarındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş:
“Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi? Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronun sofrasını süsledim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşamayacaktı.”
Farkında mısınız? Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Allah’ın büyük planında hiçbir şey ziyan edilmez. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin. Kusurlarınızla birlikte gerçek gücünüzün oluştuğunu bilirseniz eğer, siz de güzelliklerin yaşamasına sebep olabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 Mart 2010 Cuma
Çatlak Kova
Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan efendisinin evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde efendisinin evine 1,5 kova su götürebilmiş.
Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş:
“İki yıldır çatlağımdan su sızdırdığımdan dolayı görevimin yarısını yerine getirebildiğim için kendimden utanıyor ve senden özür diliyorum.” demiş.
Sucu şöyle demiş:
“Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.”
Gerçekten de tepeyi tırmanırken patikanın bir kenarındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş:
“Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi? Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronun sofrasını süsledim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşamayacaktı.”
Farkında mısınız? Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Allah’ın büyük planında hiçbir şey ziyan edilmez. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin. Kusurlarınızla birlikte gerçek gücünüzün oluştuğunu bilirseniz eğer, siz de güzelliklerin yaşamasına sebep olabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Biz çocukken, tepesinde bir dantela örtüyle başköşede duran yeşil ışıklı ahşap radyomuzdan, hüzzam makamında ayrılık şarkıları yayılırdı...
-
Beş yaşında yetim kalan bir çeçen çocuk annesiyle yalnız yaşamaktadır. Fakirdirler, ekilecek biçilecek çok fazla arazileri de yoktur. Belli ...
-
Anadolu’nun orta vilayetlerinden bir köyde yavaş yavaş güneş batmaya hava kararmaya başlar. Karanlık iyice çöker köyün üzerine. Evlerden bir...
-
Uzun çok uzun yıllar önce mutluluk ve güzellik içinde yaşayan bir topluluk varmış. Başarılı, sevecen,dürüst insanlarmış bunlar. Bu toplumu ...
-
Yoruldum; anlaşılmamaktan, Sevdiklerimi, sevenlerimi "dost" yapmaya çalışmaktan, Yüreğime kulak tıkayıp mantıklı olmaya çalışmakta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder