25 Mart 2010 Perşembe

Hangi Ayrılık




Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?

Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.
Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?
Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam?
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.
Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.
Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan
zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?
Hiç sanmam! ...
Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .
Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.
Hangi mübarek dua,
Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?
Olur mu be! . olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi?
Buruşturup bir kenara atılır mı?
VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

Dağ gibi adamı eze eze! .....
Hangi anası tipli parlak çömeze,
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?
Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?
Ve! .. Hangi su bağışlatır?
Hangi musalla temizler seni?

Yusuf Hayaloğlu

6 yorum:

Pabuc dedi ki...

Şiirden zerre kadar anlayan biri değilimdir ama bu şiiri okurken aklıma şu geldi...Sevenler sevdiklerini kaybetseler de tüm acılarını içlerinde yaşarken bile ondan bahsederek bi şekilde huzur buluyorlar gibi(dizelerde olduğu gibi) ondan bahseiyorsanız bu bir serzeniş değildir sanki..

DERVİŞ dedi ki...

@ pabuç dost size katılıyorum. Seven insan sevdiğinden bahsederken bile mutlu olur. Hoşca ve dostca kalın

Unknown dedi ki...

dert ağlatır aşk söyltirmiş

DERVİŞ dedi ki...

Hoşgeldin bahargelsin

Unknown dedi ki...

merhaba benim blog listemde tüm izlediğim 115 blog güncelleme sırasına göre yayına giriyor ben de oradan takip ediyorum ama sizinki bir türlü güncellemelerle gözükmedi
(hoş nicedir dersler kurslar arasında koşmaktan blog gezemiyorum bir iki bir şey ekleyip kaçıyorum çünkü yetiştiremiyorum hiçbirşeyi)
işte nerdeydi bu blog diye arayı arayı buldum izinizi akşam blogunuz özellkle tarzı renkleri sunuş şekliyle çok cezbedici :)) elinize yüreğinize sağlık facebooktan bloga her eklediğinizi linklerseniz daha kolay ulaşılır ve daha çok yorumlanır diye düşünüyorum ben faceyi neredeyse sırf blog için kullanıyorum beklerim efendim face:))e

DERVİŞ dedi ki...

Teşekkürler bahar gelsin. Facebook ta yazıları yayınlamayı düşünmüyorum. Facebooku da çok sık kullandığımı söyleyemem. Güncellemelerde çıkmaması ya benim bloğa özgü bir hata ya da bloggerden kaynaklanan bir sorun. Nedenini çözemedim henüz. Saygılarımla.

25 Mart 2010 Perşembe

Hangi Ayrılık




Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?

Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.
Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?
Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam?
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.
Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.
Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan
zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?
Hiç sanmam! ...
Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .
Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.
Hangi mübarek dua,
Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?
Olur mu be! . olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi?
Buruşturup bir kenara atılır mı?
VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

Dağ gibi adamı eze eze! .....
Hangi anası tipli parlak çömeze,
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?
Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?
Ve! .. Hangi su bağışlatır?
Hangi musalla temizler seni?

Yusuf Hayaloğlu

6 yorum:

Pabuc dedi ki...

Şiirden zerre kadar anlayan biri değilimdir ama bu şiiri okurken aklıma şu geldi...Sevenler sevdiklerini kaybetseler de tüm acılarını içlerinde yaşarken bile ondan bahsederek bi şekilde huzur buluyorlar gibi(dizelerde olduğu gibi) ondan bahseiyorsanız bu bir serzeniş değildir sanki..

DERVİŞ dedi ki...

@ pabuç dost size katılıyorum. Seven insan sevdiğinden bahsederken bile mutlu olur. Hoşca ve dostca kalın

Unknown dedi ki...

dert ağlatır aşk söyltirmiş

DERVİŞ dedi ki...

Hoşgeldin bahargelsin

Unknown dedi ki...

merhaba benim blog listemde tüm izlediğim 115 blog güncelleme sırasına göre yayına giriyor ben de oradan takip ediyorum ama sizinki bir türlü güncellemelerle gözükmedi
(hoş nicedir dersler kurslar arasında koşmaktan blog gezemiyorum bir iki bir şey ekleyip kaçıyorum çünkü yetiştiremiyorum hiçbirşeyi)
işte nerdeydi bu blog diye arayı arayı buldum izinizi akşam blogunuz özellkle tarzı renkleri sunuş şekliyle çok cezbedici :)) elinize yüreğinize sağlık facebooktan bloga her eklediğinizi linklerseniz daha kolay ulaşılır ve daha çok yorumlanır diye düşünüyorum ben faceyi neredeyse sırf blog için kullanıyorum beklerim efendim face:))e

DERVİŞ dedi ki...

Teşekkürler bahar gelsin. Facebook ta yazıları yayınlamayı düşünmüyorum. Facebooku da çok sık kullandığımı söyleyemem. Güncellemelerde çıkmaması ya benim bloğa özgü bir hata ya da bloggerden kaynaklanan bir sorun. Nedenini çözemedim henüz. Saygılarımla.

Popüler Yayınlar